Electra Ravenclaw'a seçilmesine hem şaşırmış hem de bunu bekliyormuş gibi sakin, normal karşılamıştı. Ailesindeki çoğu kişi zekaysıyla övünür veya safkalığı ile gurur duyardı. Electra bu iki binadan birine gideceğini tahmin ediyordu fakat o kendini bildi bileli safkanlığa çok önem verirdi, hatta gereğinden fazla önem verirdi buna. Safkan olmayanlar ile bir iki kelimeden fazla konuşmamaya özen gösterirdi. Onlarla aynı ortamda bulunmaktan utanç duyardı... Zekası ile ise insanları ezmeye bayılırdı. Zekasını bu binada iyice gösterebilecekti. Seçmen şapka doğru bir karar vermiş olmalıydı, genelde öğrencileri bina konusunda yanlış ayırmazdı. Electra Ravenclaw masasına gittiğinde kimseyle konuşmadı, tek kelime etmedi, yalnızca yapay gülücükler saçtı etrafına. Yaşıtlarının davranışlarına tiksinti ve küçümseme ile bakıp durdu. Müdürün konuşması ve şölen bittiğinde derin bir nefes aldı, sonunda yalnız kalabilecekti ve kafasını dinleyecekti. Büyük salondan ortak salona kadar bina başkanlarını takip ettiler, ortak salona gelene kadar bina başkanları sürekli konuşmuştu ve bu da tabi Electra'nın sonsuza kadar nefret etmesi için iyi bir nedendi. Nihayetinde ortak salon boşalmış, herkes yatakhanelere gitmişti, büyük çoğunluk biraz tantana yaptıktan sonra yorgunluktan anında uykuya dalmıştı. Uykuya dalanların içine Electra dahil değildi... o küçüklüğünden beri erken yatma alışkanlığını bir türlü edinememişti. Birkaç eşyasını yerleştirdikten sonra sessizce ortak salona indi ve şöminenin yanındaki, oldukça rahat görünen koltuklardan birine attı kendini. Şöyle bir inceledi ortak salonu, ilk geldiğinde gözüne çarpmayan nesnelerin, oymaların farkına vardı. Duvarlarda bir sürü tablo vardı; bunlar oldukça güzeldi her ne kadar kendi malikanesindekiler kadar güzel olmasa da güzellerdi yani. Klübesinin küçük penceresini açmış, ayı izleyen bir adam Electra'ya seslendi Hey sen, hadi yatsana. diye. Kız tablodaki adama 'Sana ne!' dercesine baktı, Kapa çeneni moruk! diye tersledi adamı. Aslında bu kadar tersleyecek bir şey, bir durum söz konusu değildi ama Electra'nın yapısı böyleydi; herşeye, en olmadık şeylere çabuk sinirlerdi ve insanları hiç düşünmeden kırardı.